28 Ağustos 2012 Salı


BADEMİN ŞİİRİ …………………

 

Gece çekiliyorsa içinden

Sakladığın sırlar için çarpıyorsa atlının mahmuzları

Vuruşarak uzaklara mahkum edipte sakladığını söylüyorsa

Bir gülücüğe hasret bir yalana bir duy a bir de sana

 

Gece çekiliyorsa içimden

Söyleyemiyorsam çok geç olduysa ve hala seviyorsam

Birde bıraktığın son kokuyu arıyorsam

Yalnız damlalar gibi süzüleceğim yeri bilmiyorsam ..

 

Gece çekiliyorsa içinizden

Ümit ederek her bir anı

Sevdiğinizin ciğerine koşmayı hayal ediyorsanız

Gülüyorsanız , ağlıyorsanız 45 yaşına ulaşmayı bekliyorsanız

 

Gece çekiliyorsa içimizden

Hasret duyuyorsanız aşkın özüne

Tutmak isteyip te tutamıyorsanız

Kıvrılarak yatıyorsanız buzdan karanlığa yatak diyerek …

 

Elveda bile diyemediyseniz ona

Son bir nefes vererek

Uğurlayın sevdiklerinizi ..

elveda canım benim hatamdı ….

 

Cengiz Gökoğlu ….. 2008-11-25……….

26 Ağustos 2012 Pazar


… İşte Gidiyorum  …………………

 

İşte gidiyorum ansızın kendini salan

Tılsımı dallarında unutulmuş yaprak gibi

İşte gidiyorum pınarlara akarak

Çoş sende coğrafya gibi özgün ve anlamsız ırmak...

 

Kelimeler için çoğalt geceyi yarını anlamsız ülkemin sevdalarına ve yit !

Yit birden vaktini doldurmuş yıldızlar gibi

Son bardağı deviren yaşlılıktan çürümüş asan gibi...

 

Artık ne arzu dolu bakan kadın gözü nede ruhu emsallere bölünmüş bir erin sözü olacak dudaklarımda .....

 

İşte gidiyorum ansızın , gidiyorum işte tılsım... Sönen yıldızlarına göz kırparak ..

 

Cengiz Gökoğlu 2007....

Hazel .....................................................


 

acımasın bana gözlerin
ne olur bırakta geçsinler
hazelin narin denizinden
kış çocuğu uyutsun beyaz elleriyle
belkide unutturur kendini satılmış şiirlerde

kaldırımda düzeltti ince çorablarını
üzerine basarken tanımadı o eski papatyayı
neden tanımıyor ki utangaç narin gözler
her gece bedenim kırık kalbini özler

ot dumanı boğuyor azılı boğa üzerinden
tüm geçitler kapansın hazelin dizlerinden
ağladığın duvarlar alsın beni o engin geçitinden
bırakta atılsın gençliğim arnavut köprüsünden

ruhsuz bulvar yiyicileri konuşuyor televizyonlarda
martılar ıssız şimdi çığırtkan dalgalarda
tutuşturulmuş para hazelin ellerine
istemeden alıyor geceleri içine

ne olur son olsun hazel ne olur
burkulmuş hislerimin senedi kansız bedenim olur
tuhaf turfandam diye seve seve büyütürsün belki
annemin çoktan terk ettiği viraneyi

acımasın bana gözlerin geçerken yüreğinden
kış gibi beyaz olsun sevgilerin şıllığı
şimdi kucaklıyorum bak  o şehvetli çığlığı
uyuturum hazeli incelen hilelerle
belkide öldürülür isteksiz gecelerde

ne olur hazel ne olur
bırak bu oyunları
kaldırım çiçeğimsin
kışı soğuk gecemsin

ne olur hazel ne olur
bırak şu sokakları
şuursuz bileşimim
karanlığım , sebebim

ne olur hazel ne olur
bırak kaldırımları
uyut benim ruhumu
satılmış bedeninde  ........

 
CENGİZ GÖKOĞLU 2004

24 Ağustos 2012 Cuma

BİRİKTİRDİM GÖZLERİNİ


Gül diye biriktirdim senin gözlerini
Belki yaslanacak son bir anı olur diye
Kıyamadım gerçekte geçen anıların güncesine
Yakamadım yanmaktan  korktum belirsiz

Teslim olmuş bir şehrin son lüksüyüm 
Zayıflıyor şimdi sensiz her bir tümce
Her bir kent her bir gök kederiyle
Ve birileri var seçilmek için içimde

Tanrım ne olur affet şu küçük kenti
Onu sevdiğim için
Çocuk veremesen bile
Benim kalbimi doldurdu sevgisi derin bir aşiretle

Tanrım ne olur affet şu küçük beni
Onu sevdiğim için ……………………

Sekizde sekiz hatalıyız
Affedilmek için kuyruğa bile girmedik üstelik
Ne cumaları namaza gittik
Nede pazarları kiliseye günah çıkartmak için
Nede çarşambaları sinegoğa hahamlar için

Biz bir masaldık rüyaydık seviyorduk yoktuk
Tanrıda biliyordu bende …..
Bende biliyordum seninle birlikte
Seviyordum seni yetmez mi ?

Ediyordu aşkımız toplamda yedi okyanus
Boğulmak için ……
İkimize yetmez mi ? …………………………..

Cengiz Gökoğlu 15 temmuz 2007 ………. 

şimdi ağlıyordur eretna..........

Şimdi ağlıyordur Eretna ….. 


Şimdi ağlıyordur eretna diye bildiğin nehir 
Kan bile kusuyordur sıkılganlığıyla 
Ama nasıl oldu diyeceksin küçük kız 
Oradan geçti genç bir yoldaş yolunun 
Üzerindeki küçük taşlar hatrına 

Dünya gibi birleştiriyordu atlası 
Peygamber değildi üstelik sadece insandı .. 
Ama içmiyordu kan suyunu güne doğana kadar 
Ve yeğlemiyordu çarmıhtan putları atasının hatrına 
Kızıl bir elma gibiydi gözleri saçlarını kıskandırarak…. 

Şimdi ağlıyordu eretna diye bildiğin nehir 
Kızgın kısrakları çağırıyordu içindeki 
Leş kokan timsahları bilerek … 
İçiyor ve üzülmüyordu vardiya amirleri kanımı 
Gülüyor ve püskürüyordu yalancı bir özdeyişle .. 

Köleliğimi bilerek ve de cesaretle 
Spartaküs değildik oysa ki sakin bir söyleşide bile geçemezdi adımız .. ne şairdik ne devrimdik ne de çile küspe gibi büzülmüş gözlerinde … 

Genç bir kızı bile heyecanlandıramıyordu adlarımız ….. 
Ölemiyorduk ne mutlu ölemiyorduk ve bir çuval kömürede satmıyorduk benliklerimizi henüz.. 
Eretna diye bir nehir vardı küçük kız bölünmeyenleri bölen ve her şeyi paylaştıran eksiksiz…. 

İzniyle akıyordu ama o değildi 
Sadece çarıklı bir yoldaştı ülkesini seven 
Ve tanışmamıştı bütünleri parmaklıkları görene dek elleri ve de henüz ölmemişti karısı onu terk edene kadar onun nice adı vardı buzdan silüetlerde 
Sen onu nazım diye bilecektin ve belkide ben onu kan kusan ince bir nehir…………………………… 

Cengiz gökoğlu………… 2008 aralık…………. 

ÇOK UZUN ZAMAN ÖNCE.....


Çok uzun zaman önce kibritten hayaller biriktirirdim baş ucumda …
Lakin bir gün annem engelledi kağıttan uçakları yakmamı milli bayramlarda …

4 temmuz kimin umurunda dedi çocuk çelikten düzelmeyi uman dişlerini bileyerek …
Çok çekikti gözleri pek te ahlaksız
En azından kim olduğunu bilerek yaladı elma şekerini ….

O aaaahhhh ben senin düşlerinden tatmadım
O Ahhhh ben senin kölende değilim ..
O ahahahaa ben seni sömürmüyorum sever gibi görünerek …

Çok uzun zaman önce bıraktım hayalden gemilerimi
Ben birleşmiş milletler of cumhuriyeti de değilim üstelik kimseye fosfor bombasıda satmadım henüz
Annem engelledi direniş güncelerimi 6 yaşında devlet dairesinde malzeme ofisinin kağıtlarından f 16 yaparken …

O ahhhh seni sevmiyorum üstelik
O ahhhhhh seni altıma almak istiyorum ..
O ahhhahah senin kıvranmanı görüyorum acımıyorum ama ….

Şimdi benimle uğraşıyormuşsun …
Çok hoşuma gitti dostum ben ölmeye alışık olan bir topluluktan geliyorum ölmek ise sıradan bir şey bizim gibiler için … ama sen bunu bilmiyorsun …
Pekte çekik gözlerim işaret etmiyor tanıdığın hiçbir tümceyi .. belkide ölürken gülüyorum … hiç dikkatini çektimi …

Senin dediklerini hatırlıyorum dünya daha güzel olacaktı .. hep beraber yaşayacaktık .. gelişecektik üstelik sen boktan bir fosilin don yağına satmaya kalkmadan ülkemi …

Seni biliyorum ….
Seni biliyorum … seni hep bildim … seni izliyorum ..
Dişlerim gıcırdıyor bir Sibirya kaplanı gibi …

Cengiz Gökoğlu … 2009 eylül … 

SEN BENİM KARDEŞİMDİN


Küçük tırnaklarını puf patilerinin içine çekerdin sonbahar akşamları 
Ben ablam gitti diye ağlarken ...............
Sorgusuzca kalkan olurdun çocukluğuma . evin içinde bir şey kırıldımı sen suçlu olurdun gülerek...
Ve beni kimsenin üzemeyeceğini bilerek .....

Ateşim 40 bulduğunda göğsümde olurdun titreyerek..... Acımı içine çeker katlanırdın , annem unutunca anne olurdun 
kibirlenmeyi bilmezdin üstelik , bağırıp çağırmazdın hiç , küsmezdin sen ne güzel bir şeydin , sen nasıl bir kediydin , sen bir kedi değil sen benim kardeşimdin ........

Hiç ağlamadım elimde öylece uyurken , hiç anlatamadım sana beni nasıl insan yaptıklarını , nasılda metin olduğumu nasılda erkek ve sen bil öylece gitmene izin verirken nefret ettim herşeyimden , kendimden çaresizce bunu bilerek  
Öylesine halsiz , öylesine çaresiz , öylesine bitkin ......

Pembe burnunun nemini özleyecek şimdi kalbim , şimdi kalbim dökecek yapraklarını ve sadece dikenini bırakacak bu anlamsız hayata sevdiğim her şeyi kaybederken ......
Yeşil gözlerine değecek gözlerim , çaresizce solacak  ağlayarak ... sen nasıl bir şeydin sen nasıl bir kediydin SEN BİR KEDİ DEĞİL SEN BENİM KARDEŞİMDİN .... SEN BENİM KALBİMDİN , SEN BENİM KARDEŞİMDİN .... 

Artık boş bir odanın dışa açılan koridorunda yankılanacak sesin , nereye gidersen git buradan iyidir kardeşim 
Sana iyi uykular deyip asla veda etmeyeceğim .Sana günaydın diyeceğim günaydın MERHABA YENİ HAYAT MERHABA DE KARDEŞİME NASIL SEVİLDİĞNİ BİLEREK ..........